27 Nisan 2011 Çarşamba

Sıçtın Laciverti

Şuan beynimde rakamlar ve formüller uçuşmasından dolayı çok mantıklı şeyler söylemeyebilirim. Özet geçmek gerekirse; vize haftasından nefret ediyorum! Beynimi bilgisayarın hard diskine benzetirsek hafızam şuan full dolmuş durumda. Ve hala yüklemem gereken bilgiler olduğunu düşünürsek bu bilgisayardan yani benden bi hayır gelmez. Yarın da betonarme diye bi sınavım var. Sanırım hardcore bi savaş vericem. Sınavda ERROR veririm diye korkmuyor değilim. Cuma sınav bitişi bi format atıp hayatıma devam etmeyi planlıyorum. Şans dileyin yarın için desem de nafile, girdi bana. Bari girmeden önce iyi bi uyku çekelim de o tam olsun dimi?

14 Nisan 2011 Perşembe

Çaldırmak

80lilerin sonlarında ve 90lıların başlarında doğanlar iyi bilir bu durumu. Bundan yaklaşık 5-6 yıl öncesine kadar insanlar cep telefonlarından birbirlerine çağrı bırakırlardı. Kısaca çaldırıp kapatırlardı.(kısası daha uzun oldu lan )

Peki neydi bu çaldırıp kapatmak? Ne anlama gelirdi?

Tabiki hatırlanmak.

Ordaki kasıt " abi aklımdasın " demekti. Bu kuşakta olup da bu durumu yaşayanlar ne demek istediğimi çok daha iyi anlamışlardır. Fakat şimdi olaylar biraz değişmiş durumda. Hatta baya değişmiş durumda. Her bir operatörün verdiği binlerce sms paketi çaldır-kapat'ın katili oldu. Yok olmasını sağladı. Bu durumdan hiç de hoşnut değilim aslında. Naber, nasıl gidiyo? diye mesaj atılıp saçma bi konuşma geçiceğine, çaldırıp " aklımdasın " havası yaratılması hem daha güzel hem de daha samimi bi durum bence. Hatta bu çaldırmaların sayılarına göre insanlar kendi aralarında çeşitli kombinasyonlar uyduruyolardı. Şifreleşmeler de söz konusuydu.

Hep diyorum zaman geçtikçe teknoloji insanları esir alıyor, samimiyeti de ortadan kaldırıyor. Gittikçe inanıyorum buna malesef. Ve sanırım zaman geçtikçe sevmediğim şeyler çoğalıyor ve bunlara ayak uydurmak zorunda olduğumu bilmek de can sıkıyor. Nerde o eski çaldır kapatlar? Nerde o gençlik?

Bu yazının doğmasını sağlayan ve geçenlerde beni çaldıran arkadaşıma da selam olsun.

5 Nisan 2011 Salı

3 Saniyelik Başlık

Msnde, telefonda, orda, burda, şurda konuşurken kullandığımız işaretler ve ifadeler aslında içlerinde neler neler taşırlar da haberiniz olmaz. Bi kaç örnekle olaya netlik getiricem. Gerçi bi konuyu ne kadar çok örnekle anlatırsak o kadar konudan uzaklaşıyomuşuz ama bu genellemeyi yok sayıcam şimdilik.

Örnek kelimemizi " hayır " olarak seçtim. Hadi aşağıda inceleyelim.

Örnek 1.
- hayır.
Görüldüğü üzere burda hayır kelimesinin sonuna konulan nokta cümleye bi keskinlik, ciddilik ve taviz vermeme gibi bi durum getirmiş. Eğer ciddi bi mevzu konuşuyosanız ve taviz vermek istemiyosanız cümlenizin sonuna konulan nokta sizin için biçilmiş kaftan!

Örnek 2.
- hayır :D
Burda ise muhtemelen komik bir durum söz konusu. Olmayadabilir tabi. Ama cümlenin sonuna konulan " :D " ifadesi cümleye rahatlık(karşısındakiyle konuşma açısından) ve komiklik durumu meydana getirmiş. Eğer ben rahat takılıcam diyosanız " :D " tam size göre! Kankayla konuşmalar ve yarı ciddi takılmalar için birebirdir. Ama sürekli kullanıp ifadeyi kaşar etmemeye de özen gösterin.

Örnek 3.
-hyr
Burda tamamen bi cinayet söz konusu. Sesli harfler öldürülmüş, sessiz harflerin egemen olduğu toplum söz konusu.Bu kelimeyi çok mesajlaşan arkadaşlarınızda bolca görebilirsiniz.Hızlı mesaj yazmam gerektiğinde arada bende yapmıyorum değil .p

Örnek 4.
- hayır :)
Kelimenin sonuna konulan ifade tamamen karşıya olan saygıdan kaynaklanıyor. Samimiyet var ama mesafeli yaklaşımda söz konusu. Kankaya kullanılan " :D " ifademizi kullanamıyoruz çünkü yılışık kaçar. Ben rölantide gidicem, her şeye bi kılıf uydurucam diyosanız " :) " tam size göre! Bu arada biraz da sinsilik sezmiyorum değil bu ifadede..

Örnek 5.
-hayır ;)
Burda tamamen bir piçlik söz konusu. Karşınızdaki size üstünlük kurmaya çalışmaktan başka bişey yapmıyor. Ha bi de bunu yaparken kendini öyle bi havalı sanıyor ki anlatamam. Laf sokmalara daha doğrusu laf soktuğunu sanarken kullanmalara bire bir! Normalde göz kırpmak bi samimiyet ifadesidir ama bana hiç inandırıcı gelmiyo " ;) " ifadesine bakınca.

Örnek 6.
hayır =)
Burda tamamen bir içtenlik söz konusu. Her bünyeden insana rahatlıkça gider. Ne karşısındakini ezmek için bi çaba ne de bi samimiyetsizlik vardır. " :) " dan farkı daha az mesafeli yaklaşım içeriyor olmasıdır.

Örnek 7.
hayır .p
:P ile hiç bi farkı yoktur. Sadece göze daha hoş gelen bi durum söz konusu gibi. Şaka durumu da katar konuşmalara. Arada serpiştirin iyi gidecektir.

Örnek 8.
-hayır xD
Lan bi durun amk. Ne hale sokuyosunuz kendinizi bi hayır derken diyesim geliyor bunlara. Ne olduklarını bende çözemedim. He diyip geçerseniz fazla zararları dokunmaz.

Örnek 9.
-hayır...
Üç noktayı gördünüz mü sıçtınız. Ve bunu yazan bi kadınsa hadi gelin de ne demek istediğini anlayın. Çünkü üç nokta cümleye nasıl istiyorsan öyle anla anlamı getiriyor. Yani belirsizlik. Komplike düşünen kadın bunu düz mantık yaşayan erkeğe sunarsa erkeğin anlaması gereken şeyi pek bulacağını beklemeyin, üzülürsünüz hanımlar. Erkeklerin daha kolay anlaması için bu ifadeyi " orta-şut karışımı " olan bi vuruşa benzetebiliriz beyler.

Örnek 10.
-hayır!
Hiç uzatmaya gerek yok, direk siktir ol git deniliyor bu durumda. Hele bi de fontlar büyükse ya da capslock açıkvari bi yaklaşım söz konusuysa olay yerinden uzaklaşmanız sizin faydanıza olucaktır.

Yazmadan önce bu kadar örnek çıkacağını hiç düşünmemiştim. Ama bu kadarı yeterli gece için. Bu durumları yaşayanlar az çok ne demek istediğimi anlamışlardır. Anlamamışlarsa yapıcak bir şey yok bu saatten sonra. Ya da var. O da uyumak. Hadi öptüm sizi.

2 Nisan 2011 Cumartesi

Geçici Mutluluk

Başlığa aldanıp duygusal bi yazı yazacağımı bekliyosanız yanılıyosunuz. Gerçi çok iyi ergen ayağına girip ve duygusala bağlayıp emo olarak çıkabilitem var. Ama hiç gereği yok. Bu arada genelde yazı yazıldıktan sonra başlık yazılır ama kompozisyon sınavında olmadığımıza göre sorun yok. Herneyse. Yanağımla dudağımın arasında bi sivilce çıkmış. Ama biraz büyüğünden. Şimdi yanağımda çıkan bu sivilce ne mi işe yarıyor? Geçici mutluluğa. Nasıl mı? Üzerinize afiyet ben biraz zayıf bir kulum. Aynaya baktığımda da çıkan sivilce sayesinde yanağım dolgun gözüküyodu. Ki bu uzun zamandır göremediğim bi durumdu. Kilo alsam demek ki " vay be yakışıklıymışsın sen lan " diyecek pozisyona bile geldim. Yanak kıyaslaması yaptım. Sivilceli dolgun yanak daha güzel duruyodu. Sivilce yok olunca dolgunlukla beraber geçici olan mutluluğum da sona erecek. Demek ki neymiş? Şöyle biraz kilo alsam ... gibi herif olucam. Hadi biraz abur cubur yiyelim o zaman.

Not: Güzellik ya da yakışıklılık kavramı değişken olduğu için ... ' lı yeri size göre yakışıklı olan bi insanla doldurabilirsiniz.