23 Eylül 2010 Perşembe

dım dım dırı dım dım dım dım

Hala çıkartamadınız mı melodiyi? Back to the Future'u aklınıza getirin, genelde filmin sonunda ya da doktorla marty bir şeyi başardığında girerdi arkadan bu müzik. Dım dım dırı dım dım dım dım..

Filmin her serisini abartısız rahat 7-8 kez izlemişimdir, hem de sıkılmadan. Şimdi olsun, yine izlerim. Back to the Future lan bu, boru mu? O filmdeki havayı, tadı almak, hissedebilmek.. Ama kızgınım size biraz. 2015 yaklaşıyor ama uçan kaykaylardan eser yok. Çok kırıldım. Herneyse, insanın hayatındaki duygulara yakın gelen, zaman zamanda değişen müzikler, melodiler vardır. Kimi zaman dibe girmek için dipten şarkılar, kimi zaman coşmak için deli dolu şarkılar, müzikler.. Her insan özdeşleştirir kendini bi şekilde. Ben de bunu özdeşleştirmek istiyorum. Öyle şeyler olsun ki duygularım, dudaklarım, ellerim, vücudum dım dım dırı dım dım dım dım desin. Bir şeyi başarmış, hedefe ulaşmış, mutlu hissetmeme yol açmış gibi. Gaz versin bana. Bir sürü şey olabilir, hani Amerikaya gitmek falan olsa dım dım dırı dım dım dım dım bile az kaçar belki .p

Neyse benim ders kaydı için okula uğramam farz oldu. Görüşmek üzere, hepinize dım dım dırı dım dım dım dım'lı günler efenim.

20 Eylül 2010 Pazartesi

Yaz mı bitti, Kış mı geldi ?


Valla böyle resimleri kızların bloglarında çok gördüğüm için özendim bende koydum. Hani biraz da uydu sanki yazın son zamanları gibisinden.

Yazın bittiğini ve okulların açılmasıyla sıkıcı güz dönemine girip, kışında yavaştan geldiğini görmemi sağlayan bi kaç husus :

- Yaz bitti, çünkü yarı çıplak yatarken şimdi üstüme ne örtsem diye düşünüyorum.

- Kış geldi, çünkü soğuktan kaçan sinekler evleri basmaya ve benim sinirlerimi hoplatmaya başladılar.

- Yaz bitti, çünkü tv'de esra erol ile cart curt diye programlar ve türevleri yayın kuşağında yerini aldı.

- Kış geldi, çünkü dizilerin yeni sezonlarının çoğunun başladığı haberleri geldi.

- Yaz bitti, çünkü sabah 4'de aydınlanan hava, şimdi 7'ye kadar bekleyince anca aydınlanıyor.

- Kış geldi, çünkü bütün arkadaşlar yarın okula geliyo musun diye soruyolar.

Veee yaz bitti lan çünkü hissediyorum bea.

16 Eylül 2010 Perşembe

Büyüdük Aniden

Geçen bi ilkokul arkadaşımdan haber aldım, askere gidiyomuş. 2-3 gün öncede mahallede benim yaşımda biri daha askere gitti. Şaka maka 20 yaşına geldik ve hep okuyoruz diye şikayet ederken 14 yıllık öğrencilik hayatımın ilk defa bi faydasını gördüm. Ne biliyim millet askere falan gitmeye başlamış. Ben o kadar büyümüş hissetmiyorum kendimi. Daha kendimle başa çıkamazken, evde tek bıraksalar 2 gün içinde evi batırıp, yiyecek - giyecek hiçbir şey bulamayacakken askere gidip vatanı korumak falan bana fazla büyüklere göre bi iş geliyor. Yanlış anlaşılmasın istemediğimden değil, sadece elime bi silah verip al bu senin, vatanımızı koruyacaklardan biri de sensin denilseydi fazla olurdu bana. O kadar büyük ve bu sorumluluğu kaldıracak kadar kendimi hazır hissetmiyorum.

Ne diyelim, tüm askerlere selam olsun. Her birisine ayrı ayrı hayırlı teskereler.

14 Eylül 2010 Salı

Sadece Türkçe !


Türkçe rock denilince atlardım her boka bilirmişim gibi. Dur bu çok fazla oldu kendime, bilirdim tabi. 4-5 yıl öncesine kadar takip ederdim en bilindik gruplardan hiç bilinmeyenlere. Ama arada kaçırdıklarım olmuş. Örneğin; Kargo. Ben bu grubu lisedeyken dinlediğim sen ağlama, yıldızların altında gibi cover parçalarıyla tanıdım. Şimdi bunlar eski parçaları coverlayınca ben bunların kendi yaptığı şarkılara biraz uzak kaldım. Hep aklımda cover grubuymuş gibi kaldı ve bende de 3-4 şarkıları hafızamda kaldı. Taa ki bi kaç ay öncesine kadar. Tesadüfen media playerda kafama göre şarkı dinlerken, hadi kargo dinleyeyim dedim. İlk önce açtım renklerin içinde, boğaziçi ardından ateş ve su falan. Baktım şarkılar hoş. Aç olum fizy'i dinle şunların bütün şarkılarını. Ve hepsine teker teker bayıldım. Dur gelir bir an, bad'lik amiri, seni seviyorum, sen uyurken, kalamış parkı, şairin ellerinde, çünkü çok zor, senle ya da sensiz, seninle başım dertte.. Ve bunun gibi bi çok parça. Feci derecede hoşuma gitti . Bunları kaçırdığım ve seni yanlış tanıdığım için özür dilerim Kargo. Koray'ın da gruptan ayrılması hiç iyi olmamış aslında. Çünkü dinlediğim parçaların çoğunda onun bi izi ve etkisi var. Son albümlerinde Mirkelam ile bi kaç parçaları fena değil yollar, iyi geceler gibi. Ama yinede Koray Candemir sanki bu grupla özdeşleşmişti. Kargo'nun Türkçe Rock'un oluşmasındaki sağlam gruplardan biri olduğunu düşünüyorum. Bildiğin Alternative Rock. Ne fazlası, ne eksiği. Tam oturmuştu bu grup. Herneyse, bi yanlıştan dönüp geç de olsa diğer şarkılarını keşfettim. Sizlere de şiddetle tavsiye olunur :)

13 Eylül 2010 Pazartesi

Ben Eylülü Sevemedim Ki

Aslında sonbaharı severim, daha çok düşlerimde ya da bi filmde. Ama gerçek hayata gelince sonbahar benim üstüme çöküyor ve sanki ruhuma da yansımış oluyor. Ve ilk ayı eylül. Güzel bi isim aslında, hoş da gelmiyor değil. Ama bana eylülü hiç sevdirmediler, sevdiremediler. Eylül denilince hep okul telaşı, yazın kurduğun düzensizlik içindeki düzenden, tamamiyle farklı bi düzene geçiş, 3 aylık hayatının birden değişmesi falan filan aklıma geliyor. Mesela şimdiyi düşünürsek 1 hafta sonra okullar açılıyor ve bu da beni fazlasıyla germeye başladı şimdi. Yazın üşengeçliğim iyice arttı, bi de bu okul tekrar nerden çıktı diyesim var. Bayramdan da bişey anlamadım. Zaten çok sevmem, tatlı, çikolata kısmı hariç. E yaş da büyüdü artık para verende olmadığına göre banane bayramdan. Zaten tatildeyken bayram mı olur hiç? Olucaksa okullar falan açıkken pazartesi arefe olsun diğer 3 günü de yapıştır, cumayı da onlar zaten tatil yapar. Oooh oldu mu sana ondan önceki hafta sonuyla birlikte 9 günlük tatil. O zaman severim işte. Dedim ya geçiş ayı gibi eylül benim için. Bense bişeye bağlandığım, alıştığım zaman ondan kopmak istemem. Şimdi bu eylül beni tekrar farklı bi moda sokucak. Bu sene okulun daha zor olduğunu düşünürsek, of neyse düşünmüyorum.

Öyle işte eylülcüm, belkide senin hiç suçun yok. Seni bana yanlış tanıtıyorlar, yanlış zamanlarda karşılaşıyoruz.

12 Eylül 2010 Pazar

Deneme bir ki..

Kafamızda kurduğumuz bi kısa film olayı vardı. Eh öyle ya da böyle bi şekilde başardık. İlk sefer olduğu için ben buna biraz " kısa film denemesi " demek istiyorum açıkcası. Ama çekerken acayip derecede eğlendik. Mesela bi sahnede arkada kedi vardı. Dalga geçiyoruz, abi montajda atarız kediyi sorun değil falan .p Sanki çok profesyoneliz. Herneyse amatörcede olsa istediğimiz şeyi başardık. Siz de göz atmak isterseniz, linkler aşağıda. Şimdiden teşekkürler, iyi seyirler :)

Filmimizin adı " Karedeki Mutluluk "

Facebook hesabı olan sanırım izleyebilir, gizliliği ayarlamıştık.
http://www.facebook.com/video/video.php?v=1463141212740&ref=mf

http://www.youtube.com/watch?v=66s4z847AYA
http://www.ktunnel.com/index.php/1000000A/c189e02fcb4b94daa1c5870e4e7e4dc8e7264db9f0ffc91f0807761c90d43bacaa562205f716939719064

8 Eylül 2010 Çarşamba

Çünkü Burası..

Trafiğin tek yönden verildiği bi yolda, aklında " burası Türkiye " gibi bi cümle olduğundan hem sağına hem de soluna bakıp geçmek gayet normal(!) bi duyguymuş.