Ülkemizin genel sorunudur bilip bilmeden her konu hakkında yorum yapmak. Bende onlardan birisini birazdan yapıcam. Ama bildiğimi düşündüğüm bi konu hakkında.
İyi bi Türkçe Rock dinleyicisiydim. Klasik bi başlangıç olmuş ama yaklaşık 9-10 yaşımda Teoman, Şebnem Ferah, Haluk Levent gibi sanatçıları dinleyerek başlamışım bu yola. Gittikçe de sevmişim. Doruk noktasını da lise yıllarımda yaşadım diyebilirim. Yani 5-6 yıl öncesi falan. Günümüz Türkçe Rock'ını biraz araştırdım. Bir sürü şarkı dinledim. Eskiye göre bir sürü yeni grup gelmiş. Bu yeni grupların bazıları da benim dinlediğim yıllarda daha çok underground takılan ve genelde cover yapan gruplar. Geçmişle kıyaslama yapınca çeşitliliğin arttığını gördüm. Hem grup sayısı açısından hem de rock müzik çeşitliliği açısından. Ama korkarım ki çeşitliliğin artmasına rağmen bence kalitede biraz düşüş olmuş. Örnek vermek gerekirse TNK diye bi grup vardır, bilirsiniz. 2005-2006 yıllarında 4 şarkılık bi albüm çıkarmışlardı. Yanlış hatırlamıyosam şarkıları Sıra Bizde, Elveda De, Kalpsiz Ve Sensiz Olmuyor idi. Tesadüfen CNN Türk'de bi programda görmüştüm sanırım. Şarkılarını beğenip de hemen indirmiştim. Tabi o zamanlar bu kadar populer bi grup olmadığı için bulması biraz zor olmuştu. Bu ilk 4 şarkılık albümü ben açıkcası çok beğenmiştim. Şarkılardaki yaşanmışlıklar ve bende bıraktığı duygu daha çok önemli benim için. Müzikal açıdan bakarsak da gayet başarılıydı aslında. Hatta dört şarkının dördünü de hemen ezberlemiştik dinlemekten. 2010 yılında ise bi albüm daha çıkardılar. Sanırım adı Söyle Ruhum idi. Çoğu şarkıyı dinledim ama gözüme tek çarpan albümün de adını taşıyan Söyle Ruhum oldu. İlk albümlerindeki havayı sadece o şarkıda yakalayabildim. Belki biraz zorlarsam Yine Yazı Bekleriz'i katabiliriz. Zehirli Sarmaşık ve Dans Et ise eğlencelik şarkılar olmuş ama sadece o kadar. Bi gerileme olduğunu söylemek istemiyorum ama 4 Şarkılık ilk albüme göre bu 10-12 şarkılık albüm geride kalmış. Başka örnek vermek gerekirse Kargo diyebilirim. Dağıldıktan sonra nerdeyse kargo tadından eser kalmamış. Daha doğrusu Koray Candemir'in ayrılmasından sonra. İlk albümlerindeki Yıldızlar Ellerinde, Seni Seviyorum, Boğaziçi, Renklerin İçinde, Senle Ya da Sensiz, Badlik Amiri ve bunun gibi bi sürü şarkı çok daha güzellerdi son çıkardıkları albüme göre. Bi kaç düet şarkı hariç vasat olmuş bile diyebilirim son albümleri. Şebnem Ferah'ın da son albüm hariç diğer çoğu şarkısını ezbere bilirim. Açıklamaya gerek bile yok çünkü hala dinlendiğinde zevk veren şarkılar bunlar. Ama son albümü dinlediğimde gerileme değil ama bi yerinde saymışlık vardı. O eski tadı pek alamadım Şebnem şarkılarındaki. Hala dinlediğimde genelde eski şarkılarını açıp dinlerim. Bi örneği de Gripinden vermek istiyorum. İlk albümleri Hikayeler Anlatıldı bana kalırsa en başarılı oldukları albümü. Karışmasın Kimseler, Elalem, Hayat Mars Etti, Senle Yarınım Yok ki, Daha gençsin ve diğer şarkıları. Hepsi dinlediğimde bi etki bırakabilen ve ezberlenmeye ihtiyaç duyduran şarkılar gibiydi. Ondan sonra çıkardıkları ikinci albümde bi kaç parça harici pek aşırı derecede gözüme çarpan bi şarkıları olmadı. En son albümleri ise bana kalırsa içlerinde en az başarılı olan albüm. O kadar emekleri var başarısız demek de ayıp olur. Durma Yağmur şarkısı fena değil ama pek bi üstün tarafı da yok. Gözüme adam akıllı tek çarpan parça ise Beş oldu. Diğerlerinde de pek tat alamadığım için isimlerini hatırlamıyorum bile. Bi keresinde Candan Erçetin'in Onlar Yanlış Biliyor şarkısını coverlamışlardı. Çok da güzel söylüyodu aslında vokal. Keşke onu da albüme alsalarmış. İlk albümlerine göre daha az başarılı bulduklarımı direk sıralıyım. Açıklamaları çok uzun sürüyo çünkü. Badem, Hayko Cepkin, malesef ki Kurban ve yine malesef ki Mor ve Ötesi, Feridun Düzağaç, Athena vs vs. Tabi ki bunlar benim görüşlerim. Kötü olduklarını söylemiyorum sadece eski şarkılarını daha çok beğendiğimi dile getirmek istedim. Sonra bi sürü grup türemiş. Çoğu vasat bana kalırsa. Sakin diye bi grup var, hoş gelmişti. Gece vasatı aşamamış. Umut Kaya önceden de olmasına rağmen şuan daha iyi. Zakkumda da ilerleme var gibi. Ama üstüne koyarak hala gidenler diyince de Pinhani, Emre Aydın ve tabi ki Teoman demeden geçemicem. Teomanın son albümü yine bu adam yazıyo abi dedirtiyo insana. Emre Aydın'a diyecek lafım yok. Her albüm bi değil bi sürü yeni ve güzel şarkı. O kelimeler, cümleler nerenden çıkıyor senin arkadaş. Pinhani'nin de eski şarkılarını daha çok beğenmeme rağmen diğer albümlerinde de o çizgiyi yakaladı. Bu arada Duman ve Malt'ı söylemeyi unuttun. Duman her zamanki Duman. Her türlü dinletiyo kendini. Malt ise ciddi anlamda Rock Müziğe bişeyler katıyor. Son albümünde ki şarkılar da farklı ve başarılı. Gerçi Vokal Cenk'in de geçmişten bi müzik hayatı olduğunu da unutmayalım. Sanırım 90larda ki grubunun adı da Badluck idi. Eski demişken Kesmeşeker ve Grizu'nun parçalarını da öneririm. Türkçe Rock demişken Zardanadam'dan da bahsetmeden geçemem. Çünkü bu adamlar emeklerini satmaya kıyamayacak kadar kalitede bi müzik yapıyolar bence. En sevdiklerimdendir. Her albümünü şiddetle tavsiye ederim. Zira sitelerinden ücretsiz bi şekilde indirebilirsiniz.
Daha bi sürü grup ve sanatçı var tabi ki ama ilk aklıma gelenleri söyledim. Belki de benim beğendiğim grupların yeni şarkılarını beğenmemem de kalitenin düştüğünü hissetmiş olmama neden olabilir. Gelişenleri de göz ardı etmiş olabilirim. Ama nedense yine de pek ısınamadım bu şuan yapılan müziklere, gruplara, şarkılara. Sen kimsin de kaç yıllık müzik adamlarını eleştiren diyen olursa da öyle bi niyetim yok ve olamaz da. Sadece bi dinleyici olarak kendi izlenimlerimi söyledim. Katılmayan olursa da saygıyla karşılarım. Herkese bol Rock dolu günler! :)
8 Haziran 2011 Çarşamba
5 Haziran 2011 Pazar
Arayıp Sormasam da
Farkettim de blog sana sadece ihtiyacım olduğunda geliyorum ben. Ne desen haklısın. Bende onlara benzedim, işim düşmezse gelmiyorum buralara. Ama unutuldun sanma, aklımdasın hep neler oluyor neler bitiyor diye. Ha bu arada hemen aklıma gelmişken özlemişim be blog senle konuşmayı. Yastığım, yatağım, kravatım ya da kalemim gibi insanlaştırdım seni de. Böyle ben konuşunca sürekli susup beni dinlemen, ama beni dinlerken de benim senin beni anladığını hissetmem.. Önemli olanda bu değil mi? Varsın desinler şizofren bu çocuk. Artık takmıyorum blog, sanırım başardım insanları umursamamayı. Ha yeri farklı olanlar mı? Tabiki blog, onlar bi tek umursadıklarım. E söylemeye de gerek yok bilirler zaten onlar kendilerini. Bu arada blog, bişey sezdim insanlarda. İnsanlar yalnız olmadıklarını göstermenin yolunu gösterişten geçtiğini sanmaya başlamış. Bazıları var ki ve öyle bi hava sezdiriyor ki sanki dünya onların etrafında dönüyor. Susalım alttan alalım diyoruz bazı şeylerin hatrına ama yok. Sanırım insanlar utanç duygularını yitirmişler hatta daha fazla üste nasıl çıkarım diye yollar keşfetmeye başlamışlar. Bence o insanlar mutlu değiller. En azından mutsuz olduklarında mutsuzluklarını gizlemek için elinden geleni yapıyolar. Ben mutsuz olduğumda en çok neyi seviyorum biliyo musun blog? O duyguyu paylaşabilecek çok az ama öz dostlarım olduğunu bilmeyi. O yüzden ben mutsuzluğumu dışa vurmaktan korkmuyorum. Acaba onların yok mu da korkup mutsuzluklarını gizliyolar? Ha bi de ego denilen bişey var blog. Bu kadar önemli bişey olduğunu bilmezdim bu egonun. İnsanları resmen esir alıyor. Kendilerini üstün görmek ne kadar da onları tatmin ediyor bilemezsin. Keşke ego diye bişey hiç olmasaydı. Eminim gerçek duygular o zaman daha ağır basardı. Bu arada sana en son vize zamanı uğramışım. Tahmin et şimdi ne var? Kahretsin ki finaller. Normalde bugün adam akıllı başlıcaktım ders çalışmaya ama yapamadım. Bünye kaldırmıyo artık. 15 yıldır okumak insanı bezdiriyomuş blog. O da yetmezmiş gibi çoğu insanın sınavları bitmiş bizim koduğumunun okulunda bütünlemeleri de sayarsak temmuz 1'e kadar sınav var. Haziranım yalan oldu. Ama şu sınavları atlatıyım bi kendi kabuğuma çekilicem. Orda iyi hissediyorum kendimi. Adam akıllı hüznümü bile yaşayamıyorum şu sınav stresinden. Üniversitede okumak kolay - zor tartışılır. Ama sınav haftalarının verdiği stres lise, öss ve türevleri şeylerle kıyaslanamaz bile. Saçımdaki beyazlar bile arttı. Allahtan kel kalmıcaz ona şükredelim. Hazır bulmuşken sana biraz dert yanayım. Ha bi de üniversite okuyacak lisede ilkokulda vs de okuyan arkadaşlara sesleniyorum. Hiç heveslenmeyin amerikan filmlerindeki üniversite hayatı falan yok. Yalan onlar. Eğer taşaklı bi üniversitede odtü boğaziçi vakıf vs okumuyosanız üniversite havasını pek alabileceğinizi sanmıyorum. Hele mühendislik okuyosanız hayatınız karardı demektir. Şimdiden şevkinizi kırdım farkındayım ama gerçekler bu. Sokucam gerçeğine. Benim şuan ders çalışıyo olmam lazım. Bu da bi gerçek. Gerçeklerden nefret ediyorum. Dert yanıcaktım en son. Bizim okulda bi hoca var. Dürüst olun canımı yiyin diyo. Şimdi ben şort giyip gitsem dersine biliyorum kesin takıcak bana. Göze çarpmamak için de yazın sıcağında kot giyip gidiyorum. Ama şimdi gitsem yüzüne desem ki hocam siz dürüst olun diyosunuz. Benim giyinme tarzım bu, alın size dürüst davranıyorum takmayın bana. Ama yok bi işe yarıcağını sanmıyorum. Bu ülkeden bi bok olmaz lan. Seçimde yaklaşıyo. Korkmayın siyasete girmicem. İki ucu boklu değnek zaten çıkılmaz. Neyse ben çok konuştum bu da çok kopuk garip bi yazı oldu. Gidiyim de iki defter geçiriyim belki ondan puan kaparız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)